I Am Love… Konumuz yine Tilda; ama bu filmi değil. Ortada yine bir aşk var. Ama bu kez bireyler değil, nesneler konuşuyor. Aslında sözü edilen nesnelerden –nesneler demek, aslında onlara biraz haksızlık etmek olur ama.- kastımız; Chanel’in eşsiz ve elbette kusuruz işçiliğiyle taçlanmış olan, modanın lüks birdisiplin olduğunu kanıtlayanParis-Edimbourg koleksiyonu. Ve bu kez Tilda, hedonizmin tadına bu kez nefis yemekleri yiyerek ya da seksi bir aşçıyla sevişerek değil; yüzü olduğu Chanel’in bu koleksiyonuyla varıyor. Anlayacağınız, Paris-Edimbourg koleksiyonu ile aşk yaşıyor. Karl Lagerfeld’ın objektifinden yansıyan ve buram buram asilikle “high fashion” ın flört ettiği bu karelere de, koleksiyonda yaratılan güçlü kadın siluetlerine de hayran kaldık! Koleksiyondaki her parçayla bizler de mutualist bir ilişki yaşamak istiyoruz desek yeridir. Favorimiz mi? Elbette ki, “it-bag” konumuna gelebileceğine inandığımız, o clutch çanta!
-F.matic News-
