İngiliz Harper’s Bazaar’ı da disiplinli bir edisyon anlayışı ve modayı sanatla birleştirmesi ile biliniyor. Son zamanların en zarif ve en yetenekli aktrislerinden Jennifer Lawrence’ı elegan ve farklı forma sahip siyah bir elbise, o elbisenin müthiş tamamlayıcıları olan şık yüzükler ve sonbaharın ruhunu yansıtan bir makyajla kapağa taşımaları; bizi heyecanlandırdı! Derginin kemik okur kitlesinin ve Jennifer’ın her hareketini heyecanla takip eden daha genç bir kitlenin, bu kapaktan memnun olduğu da aşikar. Ayrıca, kendisini Ben Hassett kadrajından görüyoruz.
İngiliz Bazaar’ının bizlere güzel bir sürprizi daha var: Tam altı kapakla sunulan, “Harper’s Bazaar Art” eki. Bu özel ek; sanat dünyasının geçmişini, bugününü, bu yıl gerçekleştirilen Venedik Bienali’ni, sekizinci yüzyıldaki Çin başyapıtlarını kutluyor. Bazaar Art’ın çıkış noktası da, derginin deyimiyle, “güzellik” ve “duygu” kavramlarına dayanan moda ve sanat disiplinlerinin birbirlerinin ‘doğal iş ortakları’ olmaları. Bu ekte Japon sanatçı Takashi Murakami’ye bahşedilen ‘fashion darling’ statüsünü, Sam Taylor-Johnson tarafından fotoğraflanan ve İkinci Dünya Savaşı’nda Naziler tarafından yağmalanan sanat eserlerinin karanlık sırlarının peşine düşen Coco Chanel’e rastlayabilirsiniz. Bazaar Art’ın kapaklarına gelirsek… Martin Creed, Tracey Emin ve Yayoi Kusama gibi kült isimlere dergi tarafından yaptırılan üç özel kapağı mı; Gary Hume, Jeff Koons ve Sam Taylor-Johnson gibi isimlerin ellerinden çıkan sınırlı sayıdaki sanat eserleri ile taçlanan kapakları mı tercih ederdiniz? Dergi, en güzel kapağın hangisi olduğu konusunda kararsızken; bu yoruma açık olan sorunun cevabını da sizlerden duymak isteriz, doğrusu!
-F.matic News-
