İmajinarasyonu geniş, çılgın, son derece kreatif, eksantrik, özgür ruhlu ve oldukça provakatif… Elbette Dior’u Dior yapan John Galliano’dan bahsediyoruz! Artık Rus parfümeri zinciri L’Etoile’in kreatif direktörlüğünü üstlenecek olan John’un, bu atılımının nedeni ne olabilir? Yakaladığı üstün başarıya ve markaya kazandırdığı ivmeye rağmen, imza attığı skandallarla kovulan bu özgün isim L’Etoile’e neler katabilir? Bu soruların cevaplarını bulmaya çalıştık ve işte sonuçlar!
1987 yılında sahip olduğu "Yılın İngiliz Moda Tasarımcısı" ödülüne ve bilindik çizginin dışına çıktığı enfes koleksiyonlarına rağmen, kazancı sadece olumlu eleştiriler olan John Galliano, ticari olarak pek de dikiş tutturamamıştı. 1992 yılında bir deli cesaretiyle Londra'yı terk edip, modanın üslerinden biri olan Paris'e yerleşmesiyle şansı yaver gitti. Anna Wintour’ın desteği sayesinde, Paris'teki ilk fashion show’unu gerçekleştiren tasarımcımız, sadece siyahı tercih etmesiyle ön plana çıktı. John Galliano, 17 parçadan oluşan bu koleksiyonuyla Paris'te başarı ivmesini yükseltti ve artık bir nevi namı yürüyen bir tasarımcı haline geldi!
Anarşist olarak görülmesine ve modayla dalga geçtiği düşünülmesine rağmen çalışma azmini yitirmeyen, geçen sezon pek bir trend olan grunge’ın hakim olduğu yıllarda dahi o çizgiden ve minimalizmden uzaklaşan bu dahi adam, yazının girizgahında okuduğunuz üzere şimdi de kozmetik sektörüne el attı. Rusya’da 750 mağazası bulunan ve aralarında Chanel, Christian Dior ve Sisley’in de yer aldığı 150 markanın yer aldığı parfümeri zinciri olan L’Etoile’nin kreatif direktörlüğünü üstlenecek olan John Galliano, çalışma azmi ve disiplinliliğiyle L’Etoile de eşsiz bir ivme kazandıracaktır diye düşünmekteyiz. Halen sıradışı olan ve çizgi dışı işler yapmaya çalışan bireylerin her zaman ötekileştirilmeye çalıştığı bir dünyada yaşadığımızı düşünürsek, siyasi fikirleri yüzünden ayağının kaydırılmasına pek de şaşırmamak gerek.
Central Saint Martins’ten başarıyla mezun olması, modaya part-time kostüm tasarımcılığı yaparak el atmaya başlaması da, onun işini her zaman ciddiye aldığına delalet aslına bakarsanız. Ayrıca Dior’a kendi imparatorluğunu getirmeden evvel, Givenchy ve Chanel gibi iki dev moda evinin kreatif direktörlüğünü üstlenmesi ona moda sektöründe daima şans tanınması gerektiğini bizlere aşılıyor. Dilin sorgulanması, anlamsal kirliliklerin ortadan kaldırılması, nesnel anlamdırmanın mümkün olmaması ile alakalı bir kavram olan dekonstrüksiyondan kendisinin evvel zaman içinde tasarım sürecinde etkilendiğini ve dolayısıyla risk aldığını da belirtelim.
Üstün yetenekli bir kreatif direktör olarak, bu parfümeri zincirine de çılgın ve derin moda vizyonundan artı değer katacağına eminiz. Çıtasını yükseltmiş ve rüştünü çoktan ispatlamış bir birey olarak, John’un zaten moda sektöründe yapamayacağı hiçbir şey olmadığına inandığımız için; pazarda en üst düzeyde konumlanan bir parfümeri zinciri için yapacağı çalışmaları göreceğimiz için de çok heyecanlıyız! Ki Galliano’nun yenilikleri sevdiğinden yola çıkarsak, bu her açıdan mükemmel ve isabetli bir karar. Bol şans!
-F.matic News-